Sex Hikayeleri

1 sene önce - Admin Ekledi - 1084 Kez Okundu

Türbanlı Muhteşem Eskort

Türbanlı Muhteşem Eskort

Merhaba, adım Olgun, 35 yaşındayım. Çalıştığım giyim firmasında uzun zamandır Urfa’daki mağaza ile ilgili sorunlar yaşıyorduk. Altı ayda üç müdür değiştirmiş ama yine de istediğimiz sonucu alamamıştık. Mağazaya büyük yatırım yapmıştık. Kapatıp gidersek bütün paralar boşa gitmiş olacaktı. O nedenle sonunda merkezden birinin mağazaya müdür olarak gönderilmesine karar verildi. Seçilen kişi de bendim. Bunda bekar olmamın önemli bir etkisi olmuştu. Uzun yıllar mağaza müdürlüğü yapmış, sonunda merkeze yönetici olarak geçmiştim ama şimdi istemeye istemeye yeniden mağazaya dönecektim.

Urfa’ya ilk kez geliyordum. Yabancısı olduğum bu şehirde nerdeyse ilk bir ay mağazada yatıp kalktım. Personel eğitiminden mağaza düzenlemesine, ürün yönetimine kadar her konuda çalıştım. Satış elemanları 18-25 yaş aralığında genç kız ve erkeklerden oluşuyordu. Söylediklerimi, isteklerimi çabuk kavrıyor, yerine getiriyorlardı ama disiplini elden bırakmaya gelmiyordu.

Yardımcım ise 30 yaşında bir kadındı. Uzun yıllardır bu sektörde bulunan deneyimli biriydi. Bizim firmada ise daha birkaç aylıktı. Firma kültürüne henüz uyum sağlayamamıştı. Güzel ve çekici olsa da avanak bir tipti. Sık sık eski çalıştığı yerlerle kıyaslama yapıyor, belli etmek istemesem de sinirimi bozuyordu.

Şehre ilk geldiğimde küçük bir otelde oda kiralamıştım. Tüm ödemeler firma tarafından yapılıyordu. Ancak Urfa’da daha ne kadar kalacağım belli değildi. Sürekli otelde kalmak istemiyordum. Bu nedenle merkeze ev kiralayıp çıkmak istediğimi söyledim. Onlar da onay verince bir emlakçı vasıtasıyla kiralık ev araştırdım. Sonunda istediğim gibi eşyalı bir daire buldum. Eksik olan birkaç parça eşyayı da ben aldım.

Çalışanlar ve yardımcım işlerin toparlandığını gördükçe bana inanmaya başlamışlardı. İşlerini daha severek yaptıklarını görüyordum. Mağazada işler yoluna girmişti, ama benim hayatım aynı şekilde ilerlemiyordu. İstanbul’daki mağaza müdürlerinden biriyle gizli bir ilişkim vardı, üstelik kadın evliydi. Yükselmek için beni basamak olarak kullandığını biliyordum. Aramızda aşk yoktu, sadece cinsellik vardı. 32 yaşında evli bir kadın olarak sekste deneyimliydi ve yatakta tüm hünerlerini gösteriyordu. Ama şimdi o İstanbul’da kalmış bense 31 çeker hale gelmiştim.

Bir akşam benim gibi perakende sektöründe ama farklı bir firmada çalışan eski bir arkadaşımı aradım. Daha önce pek çok kez Urfa’ya gelip gitmiş, burada bulunmuştu. Ona beraber olabileceğim bir Eskort tanıyıp tanımadığını sordum. “Valla ben Urfa’da hiç öyle Eskort olayına girmedim. Tanıdığım biri yok, ama araştırıp dönerim sana!” dedi. Bir saat kadar sonra da aradı. “Başka birinden aldım numarayı, ben kadını tanımıyorum ona göre. Sonra memnun kalmazsın falan beni suçlama yani. Kadının adı Hicran’mış. Şey diyecekmişsin, numaranızı ajanstan aldım, onun vasıtasıyla arıyorum. Bir reklam çekimimiz olacak, sizi tavsiye ettiler diyecekmişsin!” dediğinde gülmemek için kendimi zor tuttum. “Oğlum bu ne lan, ne reklamı, ne ajansı?” dediğimde, “Bu parolaymış, böyle söyleyecekmişsin!” dedi.

Verdiği numarayı aradım ancak telefon kapalıydı. Bir saat içinde birkaç sefer daha aradım ama hiç açılmadı telefon. Belki de numara yanlıştı. Yeniden arkadaşımı aramak istemediğim için vazgeçtim. Ancak saat 23:00’e doğru telefonum çaldı. Hicran adlı kadının numarasıydı bu. Telefonu açtım, biraz heyecanlıydım. Az da olsa şiveli bir sesle, “Beni aramışsınız?” dedi kadın. O sırada arkadan başka bir kadınla küçük bir çocuğun sesi geliyordu. Acaba bir yanlışlık mı oldu diye düşündüm, ama sonra, “Evet, ben numaranızı ajanstan aldım, reklam çekimi için…” dedim.

Kadın, “Bir dakika!” dedikten sonra telefonda hışırtılar duyuldu, 15-20 saniyelik bir sessizliğin ardındansa, “Alo, şimdi söyleyin!” dedi. “Reklam çekimi için aramıştım, sizi tavsiye ettiler…” dediğimde, “Kim verdi size numaramı?” diye sordu. “Valla ben yeni geldim Urfa’ya, pek tanımıyorum buraları, bir arkadaştan aldım…” dedim karşılık olarak.

Önce sessiz kaldı, sonrasında adımı, yaşımı, ne iş yaptığımı ve nerede oturduğumu sordu. Kadın beni sorguya çekiyordu. Gene de istisnasız cevap verdim her birine. Sözlerim bittikten sonra sanki onayından geçmişim gibi, “Tamam. Ben bugün gelemem. Yarın gün içinde ararım sizi. Bu arada otel olmaz, ona göre!” dediğinde, “Yok, otel değil zaten. Evim var, adresini atarım size!” dedim. “Tamam, siz atın ben yarın ararım sizi!” dedikten sonra kapattı telefonu. Burada işler İstanbul’daki gibi olmuyordu anlaşılan. Urfa’nın kendine has kuralları vardı. Adresimi mesaj olarak gönderdim. Karşılık olarak, “Tamam!” yazdı.

Ertesi gün akşamüstü çaldı telefonum. Direkt olarak, “Akşam 21:00 uygun mu?” diye sorunca, “Uygun!” dedim. “Tamam, ben verdiğin adrese gelirim. Ama taksi parasını alırım!” dedi. “Tamam, sıkıntı yok!” dedim. Pat diye kapattı akabinde. Daha kadının yüzünü bile görmemiş, kaç paraya çalıştığını sormamıştım.

20:00 gibi işleri yardımcıma bırakıp çıktım. Bir taksiye atlayıp eve gittim. Kadınla beraber olmadan evvel rahatlamak için 31 çekip duş aldım. Duştan çıktıktan 10 dakika kadar sonraysa telefonum çaldı. “Ben geldim, kapıyı açsana!” deyince otomatiğe bastım. Bir dakika kadar sonra asansörün kapısı açıldığında Hicran karşımdaydı. Ama benim için küçük çaplı bir şok oldu bu. Kırklı yaşlarının başında, kapalı, beyaz tenli, orta boylu bir kadındı. Güzellik ve çekicilik namına bir şey yoktu ortada. Acelesi varmış ya da bir şeylerden kaçıyormuş gibi hızlı adımlarla girdi içeri. Ayağındaki parlak siyah rugan ayakkabıları çıkardı. Koyu mavi bir pardesü vardı üzerinde. Altına mavi bir kot pantolon giymiş, başını da parlak bordo renkli bir şalla bağlamıştı.

Salona geçmesini işaret ettim. Salona geçip omzundaki çantasını masaya bıraktı. Ardından da çekyata oturdu. Önce içeriyi sonra beni gözleriyle süzdü bir süre. “İstanbullu musun?” diye lafa girdi. Dün gece telefonda sorduğu soruları yeniden sorarken, “Bırak şimdi soruları!” dedim. Cevabımdan hoşlanmadı, ama itiraz da etmedi. Ayağa kalkıp, “Bir saati 300 lira. 50 de taksi parası, 350 eder. Parayı peşin alırım!” dedi sağ avucunu açarak. “Çok değil mi 300?” diye sorunca, “Valla sen bilirsin, fiyat bu, yoksa başkasını bul!” dedi soğuk bir tonla.

Cüzdanımı açıp 350 lira çıkardım. Urfa’ya geldiğimden beri ilk kez bir kadın sikecektim. O nedenle itiraz etmeden parayı verdim. Alıp saydı, çantasına koydu. “Kondomun var mı?” diye sorunca, “Var, almıştım!” dedim. Sonra da, “Yatak odasında mı, burada mı istersin?” diye sordu. “Yatak odasına geçelim!” diye yanıtladım. Önden odaya geçip perdeleri çektim, tavandaki küçük LED lambaları yaktım.

Hicran, “Hadi soyun, zaman işliyor!” deyince üstümdekileri çıkartmaya başladım. Bu arada Hicran da soyunmaya başladı. Diz altına gelen pardesünün düğmelerini açıp çıkardığında pembe uzun kollu gömleği ile kaldı. Ensesinden bağladığı şalını birkaç iğnesini alarak çıkardı altındaki bonesiyle birlikte. Siyah saçlarını tepesinde küçük bir topuz yapmıştı, ama topuzu açınca uzun dalgalı saçları beline döküldü. Gömleğin düğmelerini açarken ben soyunup çıplak kalmıştım bile.

Yatağı açtım. Gömleğini çıkarınca memelerini kapatan beyaz sutyeni ile kaldı. Vücudu bembeyazdı. Yuvarlak ve biçimli göbeği minik bir çıkıntı yapmıştı. Sutyeni açınca fazla büyük olmayan memeleri çıktı ortaya. Meme uçları sütlü kahverengiydi. Göbeğini sıkan mavi kotunu indirdi, beyaz pamuklu külotu ile kaldı. Kalçaları ve bacakları bembeyazdı, kıl veya tüyden eser yoktu. Külotunu da indirdiğinde tıraşlı amı ile karşımdaydı. Son olarak da kısa siyah çoraplarını çıkarıp yatağa uzandı, “Dudaktan öpüşmek yok!” dedi daha vücuduna dokunmadan.

“Tamam!” diyerek memelerini emmeye, kalçalarını okşamaya başladım. Kalçaları yağ sürülmüş gibi parlaktı, İstanbul’daki evli ve kendine bakan sevgiliminkilerden farkı yoktu hiç. Amını okşamaya başladım az sonra. Geldiğimden beri ilk kez bir amcığa temas ediyordu parmaklarım. Amının ince pembe dudaklarını sıkıyor, okşuyordum. Hicran herhangi bir tepki vermeden sırtımı okşuyordu sadece. Bu şekilde sanki Eskort değil de karımmış gibi görünüyordu.

Ama bir süre sonra, “İstersen bana bırak!” diyerek doğruldu ve ardından da yatağın ucuna doğru kaydı. Yarağım dikilmişti. Dört ayaküstüne domalarak yarağımı kavradı önce, parmaklarının dokunuşu ile yarağım titredi. Hemen ardından da usta bir orospu gibi pembe ıslak dilini çıkarıp yarağımın kafasını dilledi. O an tüm vücudumdan elektrik akımı geçti sanki. Hicran görünüşünün zıttı bir halde sakso çekmeye başlamıştı. Yarağımı dilliyor, somuruyor, kafasına dil darbeleri atıyor, şişen taşaklarımı emiyordu. Bu işi iyi bildiği ortadaydı. Boğazına kadar sokup çıkarıyordu yarağımı.

Kendimden geçer gibiydim. Eve gelip de 31 çekmemiş olsaydım ağzına boşalacaktım o anda. Hicran’ın ustaca saksosu devam ederken cep telefonum çaldı içerde, ama hiç oralı olmadım. Hicran da telefonun sesine aldırmadan işine devam ediyordu. Ancak bu fasıl fazla uzun sürmedi. “Tamam mı, daha devam edeyim mi, yoksa sikişe mi geçelim?” diye sordu. “Tamam, yeter bu kadar!” dedikten sonra, “Kondomun nerde?” diye sordu bu sefer. “Şurada, komodinin üstünde!” dediğimde kalkıp kapının yanındaki komodinin üstünde duran kondom kutusunu aldı.

Bunu Urfa’dan almamış, İstanbul’dan getirmiştim. Hicran sanki ilk defa görüyormuş gibi kutuya baktı ardından da paketi açıp içinden bir tane aldı. Yeniden yatağın üstüne çıkarak çıkardığı kondomu hızlı bir şekilde taktı yarağıma. Sırt üstü haldeydim, “Üstüne çıkayım mı?” deyince, “Olur!” dedim. Hicran çevik bir hareketle sol ayağını üstümden aşırıp kalçamın yanına koydu. Dizüstü çökmüş haldeyken alttan yarağımı tutup amına hizaladıktan sonra oturdu. Yarağım amına girmişti hemen.

Üstümde ileri geri yaylanmaya başladığında ben de memelerini kavradım. Onları hamur gibi yoğurup sıkıyordum. Yarağım dibine kadar amındaydı. Hareketleri bir azalıp bir çoğalıyor, yavaşlayıp hızlanıyordu. Uzun siyah ve dalgalı saçları oluşan rüzgarla arkasında sallanıyordu. Ev sahibinin kim bilir ne zaman ve nereden aldığı yaylı yatak gıcırdamaya başlamıştı. Hicran dizlerinden aldığı destekle zaman zaman götünü kaldırıp indiriyordu. Elleriyle kalçalarımdan destek alıyordu.

Belini, karnını, kalçalarını okşuyordum. Memelerinin çok büyük olmasa da yaşına bağlı olarak biraz sarkık olması sonucu sallanmaları çoğalmıştı. Zaman zaman Hicran’dan zevk aldığına dair sesler çıkıyordu. Gözlerini kapatıp dudaklarını emiyor, uzun saçlarını diplerinden tutup çekiyordu. Sikişimiz hız kaybetmeden devam ederken terleyen kasıklarımızdan sesler gelmeye başlamıştı. Kondomlu yarağım amının etten duvarlarına sürtünüyordu. Amı ıslanmış, kayganlaşmıştı ve her geçen saniye artıyordu.

Bu işi kaç zamandır yaptığını bilmiyordum, ama amı hiç de çok yarak yemişe benzemiyordu. Hicran dışardan bakıldığında evli, çocuklu ve kendi halinde bir kadın gibi görünürken yatakta kontrolü elinde bulunduran, rahat hareket eden gerçek bir orospuydu. Kadının görüntüsü ilk anda canımı sıkmış ve düş kırıklığına uğratmıştı beni, ama verdiği zevkle bunu geri almasını bilmişti.

Hicran’ın seri hareketleri bir zaman sonra yavaşlamaya başladı. Yorulmuş gibiydi. “Kendine hâkim olmasını biliyorsun!” dedi gülerek. “Sen gelmeden 31 çekmiştim!” dediğimde, “Sen işi biliyorsun!” dedi küçük bir kahkahayla. Ardından da doğruldu ve kalktı. Kondomlu yarağım şişmiş ve amının sıvıları ile kaplanmıştı. Hicran’ın beyaz tıraşlı kasıkları da hafiften kızarmış ve ıslanmıştı epeyce.

Bu kez ayaklarını yatağa bastırdı ve işer gibi çömeldi. Bu şekilde yarağımı tutup amına hizalayarak oturduktan sonra da hızlı hızlı oturup kalkmaya başladı. Şiddetli ‘Şlop şlop şlop!’ sesleri yatak odasında yankılanırken, az öncekinden daha fazla zevk aldığımı hissettim. Hicran büyük bir güçle götünü kaldırıp indiriyor ve kasıkları şiddetle kasıklarıma, taşaklarıma çarpıyordu. Yarağım amının içinde boydan boya gidip geliyordu bu şekilde. Uzun saçları arkasında sağa sola savruluyordu.

Ama bu pozisyonu da daha fazla sürdürmedi Hicran. “Ben yoruldum, biraz da sen devam et!” dedikten sonra kalktı. Ben de doğrulurken bu kez Hicran başını yastığa dayadı, ellerini iki yana koyup belini indirerek götü havada şekilde domaldı iyice. Arkasına geçtim, bacaklarının arasına girdim. Götünün dolgun yanakları kızarmıştı. Bu pozisyonda küçük siyah kıllarla örülü minik bir çukura benzeyen göt deliği de ortaya çıkmıştı. Deliğin haline bakılınca daha önce götten verdiği belliydi.

Yarağımı tutup ayrık duran amına bastırdım, hemen giriverdi içine. Bir süre o şekilde bekledikten sonra yavaş yavaş amında gidip gelmeye başladım. Sağ başparmağımla da terli göt deliğinin ağzını okşuyordum. Hareketlerim gittikçe hızlanmaya başladı. Daha büyük güçle amına pompaladıkça göt yanaklarının titremeleri ve çıkan ‘Şlop şlop şlop!’ sesleri çoğalıyordu. Hicran’ın amı da genişlemiş ve fortlamaya başlamıştı içine girip çıkan havayla birlikte.

Göt yanaklarını kavramıştım sıkıca. Hicran’dan ses çıkmaz olmuştu. Başını yastığa gömmüştü iyice. İki yana koyduğu ellerini oynatıyordu sadece. Upuzun saçlarını zaman zaman kavrayıp çekiyordum. Başını kaldırır gibi oluyor ama sonra yeniden yastığa gömüyordu. Pompaladıkça aldığım zevk katlanıyor, boşalmaya daha çok yaklaşıyordum. Son bir güçle büyük bir hızla abandım amına. Kendimi kaybetmişçesine sikiyordum Hicran’ı. Çıkan sesler odadan eve yayılıyor, altımızdaki yatak gacır gucur ediyordu.

Ve sonunda sarsılarak boşalmaya başladım. Kendime gelene kadar da amında gidip gelmeye devam ettim. Boşalmam bittiğindeyse iyice soktum yarağımı amına. Hicran ağırlığım altında bacaklarını uzattı. Bir süre üzerine uzanmış şekilde kaldıktan sonra çıktım amından. Kondomun içi döllerimle dolmuştu. Banyoya geçip kondomu çıkarıp klozete attım. İşedikten sonra sıcak suyu açıp yarağımı ve kasıklarımı yıkadım.

İçeri geçtiğimde Hicran yatakta sırt üstü yatıyordu. Siyah uzun saçları yatağın üstüne yayılmıştı. Gülümseyerek, “İyisin İstanbullu!” dedi. “Nerden öğrendin?” diye sordu sonra da. “İstanbul’da sevgilim vardı. Onunla yapardık!” dedim yanına uzanıp. Yanaklarını okşayıp öptüm. “Kusura bakma ama hiç öyle Eskort gibi görünmüyorsun. Seni gören çocuklu ev hanımı zanneder!” dediğimde gülümseyip cevap vermedi. Kolundaki plastik kayışlı küçük saate bakıp, “20 dakikan kaldı!” dedi. “Ne 20 dakikası, 40 dakikadır mı sikişiyoruz biz?” dediğimde, “Sürem eve geldiğimde başlar, yatakta değil!” dedi.

Sonra da, “Bir posta daha atar mısın?” diye sordu elini inişe geçmiş yarağıma atıp. “Az önce dikkat ettim, götten vermişsin belli ki. Götten yapmak istiyorum!” dediğimde, “Götten olmaz!” dedi kuru bir sesle. “Niye, fiyata dahil değil mi?” diye sordum. “Götten istersen bozuşuruz İstanbullu. Ama 300 daha verirsen belki barışırız!” dediğinde, “Yok kalsın!” dedim. Önce 31 çekmiş, sonra da amına boşalmıştım. Üçüncü bir sefer için kendimi hazır hissetmiyordum. Ancak Hicran yeniden kontrolü eline alıp yarağımı okşamaya başladığında işin rengi değişti. Sol eliyle ustaca okşuyordu yarağımı. 31 çektirir gibiydi.

Yatağa ilk girdiğinde, “Dudaktan öpüşmek yok!” diyen oydu, ama bu yasağı çiğneyen de o oldu. Dudaklarıma yumulup öpmeye başladı. Pembe ıslak dilini ağzıma sokuyor, benimkini emiyordu. Sağ elimi memelerine attım. Onları hamur gibi yoğururken ev hanımı kılıklı kadının hünerlerine şapka çıkarıyordum. Ağzımı vakumluyordu resmen. Dudaklarımı kanatırcasına emiyordu. Tüm bunlar olurken siyah hilal kaşları zaman zaman inip kalkıyor, alnındaki çizgiler oynuyordu.

Yarağım yeniden kalkmış, sertleşmişti. Onu sikmek için sabırsızlanıyordum. Hicran da bunun farkına varmış olacak ki, yavaşça sırtüstü uzandı, bacaklarını ayırarak klasik pozisyona geldi. Bir çırpıda kalkıp paketten kondom çıkarıp yarağıma taktım. Yeniden bacaklarının arasına girdim ve yarağımı amına bastırdım. Az önceki gibi hemencecik dibine kadar giriverdi. Amının içi fırın gibi sıcak ve bir sünger gibi ıslaktı. Dudak dudağa deliler gibi öpüşürken amında gidip gelmeye başladım.

Hicran’ın elleri sırtımda, belimde, götümün yanaklarında geziniyordu. Memeleri göğsümün altında yassılaşmıştı. Amına pompaladıkça yatak da bizim gibi ileri geri oynuyordu. Öncekinden daha çok zevk aldığımın farkına vardım. Bu halde para için değil de sanki beni sevdiği için sikişiyormuş gibiydi Hicran. Aç bir kurt gibi emiyordu dudaklarımı, boynumun etlerini. Kollarıyla kavramıştı beni. Belime doladığı bacaklarıyla hapsetmişti, pompaladıkça zaman zaman havaya kaldırıyordu onları.

Doğrulup kalçalarından tuttum. Kaldırıp geriye doğru attı bacaklarını. Bu pozisyonda daha hızlı ve sert sikmeye başladım. Kendisi de bir eliyle memelerini okşarken diğeriyle de amını ovalıyordu. Benim gibi o da zevk alıyordu belki de. Şişkin memeleri löpürdüyordu. Ara ara uzanıp sıkıyordum onları. Gittikçe hızlanmaya başladığımda zevk iniltilerim çoğalmaya başladı. Kendimden geçer gibiydim. Göz kapaklarım seğiriyordu. Hicran’ın amının verdiği zevkle boşalmam fazla uzun sürmedi. Yarağımda kalan son dölleri akıttım.

Bir süre o halde kaldıktan sonra çıktım amından. Yorulmuştum. İki posta sikmiştim Hicran’ı, epeyce zevk almıştım. Yanına uzanırken, “Banyo ne tarafta?” diye sordu. “Karşıda solda!” dediğimde kalktı yataktan ve banyoya geçti. Duştan akan suyun sesi gelirken ben de banyoya geçtim. Hicran amını ve kasıklarını yıkıyordu. Kondomu çıkarıp klozete attım o yıkanırken.

Birkaç dakika sonra yatak odasına döndü. Yerde duran giysilerini büyük bir hızla giyinmeye başladı. Başını bağlayıp pardesüsünü de giyinince ilk geldiği andaki haline dönmüş oldu. Ben de külotumla tişörtümü giyindim. “Ben gidiyorum İstanbullu. Ne zaman istersen ara beni. Ama reklam çekimi için aradığını söylemeyi unutma. Ben numara kaydetmiyorum çünkü!” dedikten sonra göz kırpıp, “Memnun kaldın mı?” diye sordu.

“Valla şu halinle yataktaki halin çok farklı, ama memnun kaldım!” dedim. “İyi, müşterilerimin memnun kalması önemlidir benim için!” dedikten sonra salondaki çantasını aldı. Siyah rugan ayakkabılarını giyinip elini uzattı, “Memnun oldum tanıştığıma!” dedi gülümseyerek. “Ben de!” dedikten sonra çıktı. Camdan baktım. Ortalık kararmıştı. Binadan çıkıp karşıya geçti. Hızlı adımlarla başka bir sokağa girip gözden kayboldu.

Masanın üstündeki telefonu görünce alıp baktım. Yataktayken yardımcım aramıştı. Geri aradım, kasa ile ilgili bir problem için aradığını, ama hallettiğini söyledi. “Tamam!” diyerek kapadım. Bana yazıldığını bilmeyecek kadar boş değildim. Kasa problemi falan hikayeydi. İyi kızdı, ama ilerde başıma bela olabilirdi. Arada bir kendilerinin aşiret olduğunu söyleyip duruyordu çünkü. Hicran’ın yaşattığı zevkli dakikaları düşünerek banyoya geçtim…

Bir hafta on gün sonraydı. Mağazada dolaşıyor, müşterilerle ilgileniyor, zaman zaman kasaya geçiyordum. İşlerin düzene girmesi beni memnun etmişti. Müşterilerimizin çoğu kadındı ve nasıl yaklaşılması gerektiğini bildiğim için yardımcı olmaya çalışıyordum. Yanında küçük bir kızla mağazada dolaşan bir kadın çekti dikkatimi. Hicran’dı bu. 5-6 yaşlarındaki kızın elinden tutmuş reyonlar arasında gezinip ürünlere bakıyordu. Ben onu görmüştüm, ama o beni fark etmemişti. Ona sadece mağazacı olduğumu söylemiş, hangi mağazada çalıştığımı söylememiştim.

Kız zaman zaman mızmızlanınca onu azarlıyordu. Telefon ettiğimde sesi gelen çocuk buydu belki de. Eve geldiğindeki pardesüsü üstündeydi, ama altına siyah uzun bir etek giymişti. Başını da açık sarı büyük bir türbanla bağlamıştı bu sefer. Siyah rugan ayakkabıları yerine de topuklu yarım botlar vardı ayağında. Ona görünsem mi, görünmesem mi diye düşündüm bir an, ama yanında kızı varken ortaya çıkmamın doğru olmadığını anladım.

Derken yanımdan geçen genç bir kadın yanına gidip kendisine, “Anne.” deyince şaşırdım. Elini tuttuğu da kızı değil, torunuydu. Para verip siktiğim kadın anneanneydi…