Sex Hikayeleri

2 sene önce - Admin Ekledi - 1192 Kez Okundu

Yengeme Sikiyorum Ona Aşığım

Yengeme Sikiyorum Ona Aşığım

Merhabalar. Ben Bülent. 35 yaşındayım, yaklaşık 10 yıllık evliyim, güzel bir evliliğim ve birde oğlum var. Çocuğumuz olduğu zaman, çocuğa bakması kolay olsun diye kayınpederlere yakın bir mahalleye taşınmıştık. Eşimin tüm akrabaları birbirlerine yakın oturuyorlardı. Biz de artık onlara yakındık. İşte herşey bundan sonra başladı. Tabi yakın olduğumuz için artık sürekli herkes ile görüşür olmuştuk. En çok ta eşimin dayısı ve yengesiyle görüşmeye başlamıştık. Onlarla o kadar sık görüşüyorduk ki, son zamanlarda en az haftada 2 kere ya biz onlarda, yada onlar bizdeydi. Bu ziyaretler aynı zamanda Selma yenge ile de benim yakınlaşmama sebebiyet olmuştu. (Selma yenge, eşimin dayısının karısı. Eşimin dayısına ben de Dayı, yengesine de Yenge diyorum.

Selma yenge ile kafa yapası olarak çok iyi anlaşmaya başlamıştık, benden 15 yaş kadar büyüktü. Dayım da beni çok seviyordu. Eşimin aile tarafı fazla içkici değildir, ama dayım bendendi ve sürekli ufak ufak içiyorduk beraber. Ailede bir tek yengem ile ben sigara içtiğimiz için ve evlerin içinde sigara içilmediği için, biz yengem ile balkonda sigara içerdik. İşte bu sigara içmelerimiz esnasında yengem ile esas yakınlaşmalarımız olmaya başladı. E tabi, baş başa kalınca her konudan konuşmaya başlıyorsunuz zamanla. Hele birde bu iki karşı cins olunca, her ne kadar olmaz dense de bir elektriklenme doğuruyordu. Yengem ile çok yakın iki dost olmuştuk adeta, hatta o kadar ki, bazen artık kimseye söylemeden buluşmalarımız başlamıştı. Tabi bu buluşmalar iki sevgili buluşması gibi değildi başlarda ve gizli bir buluşma da değildi. Ya bazen ben onu arıyordum, “Yenge müsaitsen, bir kahveni içmeye geleceğim!” diye, ya da bazen o arıyordu, “Hadi gel, bir kahve içelim!” diye. Ama bu durum, son dostane buluşmamızda tamamen değişecekti.

Bir gün canım çok sıkkındı, ödeme olarak aldığım büyük bir çekin sıkıntısı olmuştu. Bu sırada yengem aradı, “Gel, bir kahve içelim!” diye. Zaten o akşam onlarda olacaktık. Öğleden sonra 14:00 gibi gittim yengeme. Oturup konuşmaya başladık, tabi ben çek olayından bahsettim. Yengem çok üzüldü, “Dert etme, ben yardımcı olurum sana!” dedi. Paraları vardı, aslında yengemin esas parası vardı ailesinden gelme. Çok sevinmiştim, hatta o kadar sevinmişim ki, bu yüzüme bile yansımış. Yengem de bana, “Hah, sen hep böyle gül!” dedi. Artık çok rahatlamıştım ve yengeme, “Hadi bir kahve daha içelim!” dedim. O eve her yalnız gittiğimde çok heyecanlanıyordum ve adeta ateş basıyordu. Son zamanlarda yengeme daha bir ilgili hale gelmeye başlamıştım. O kadar ki, bazen özel konular hakkındaki konuşmalarımız esnasında yarağım bile kalkıyordu.

Yengem kahveler ile geldi ve yanıma oturdu. Elini elimin üzerine koyarak, “Hallolmayacak mesele yok, yeter ki sen üzülme!” dedi. Elinin sıcaklığı bende yine hareketlenmelere sebep olmaya başlamıştı. Aslında eli bir genç kızın elleri değildi, yılların oluşturduğu çatlaklar vardı. Tam elini çekeceği zaman tuttum ve çekmesine engel oldum. Benim o hareketim sonrası sanki donup kalmıştı yengem. Sadece birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Sessizliği dudağımdan çıkan iki kelime bozdu, “Bırakma elimi!” dedim. Ben öyle deyince yengem elimi daha bir sıkı tuttu ve “Sen istemediğin sürece bırakmam!” dedi. Ok yaydan çıkmıştı artık. İkimiz de olacakları biliyor ve istiyorduk.

Sonra yine bir sessizlik kapladı ortamı. Ben dudaklarımı yengemin dudaklarına yavaşça yaklaştırmaya başladım. Nefes alıp vermeleri çok hızlanmıştı. Nefeslerimiz dudaklarımızdan önce birbirine karışmıştı bile. Ardından dudaklarından usulca öpmeye başladım. Öpüşmelerimiz karşılıklıydı ve ufak öpüşmeler şeklindeydi. Sonra tamamen kenetlendi dudaklarımız. Uzun bir öpüşmenin ardından nefessiz kalmıştık adeta. Dudaklarımız ayrıldığı zaman, dilimden dökülen kelimeler, “Seni seviyor ve istiyorum yenge!” olmuştu. Yengem, “Ben de seni seviyorum ve istiyorum!” deyince, tekrar öpüşmeye başladık.

Yengem iki eliyle kafamdan tutarak beni kendi üzerine çekerek koltuğa yatabildiği kadar yattı. Tuhaf bir pozisyon almıştık koltukta, yarımız koltuğun dışında, diğer yarımız ise koltukta yatar vaziyetteydi ve sevişmeye başlamıştık. Bir yandan öpüşürken, sol elimle yengemin eteğini yukarıya kadar kaldırmış, bacağından kalçalarına kadar okşuyordum. Diğer elim ise göğüslerinde geziniyordu. Yengem ise sırtımı ve başımı okşuyordu. Sonra yengem yavaşça benim gömleğimin düğmelerini çözmeye başladı. Şimdi ellerini kıllı göğsümde dolaştırıyordu. Bense biran önce yengemin amına girmek istiyordum…

Biraz üzerinden kalkarak, pantolonumu boxerımla birlikte dizlerimin altına kadar indirdim. Ardından yengemin eteğini yukarıya iyice toparlayıp, külotunu yana sıyırdım ve yarağımı amına dayadım. Amı çoktan sırılsıklam olmuştu. Yarağımı yavaşça sokmaya başladım. Sanki ilk defa sikilen bakire bir kız kadar dardı amı ve alevler içerisinde yanıyordu. Yavaşça girip çıkıyordum o sıcacık ve sırılsıklam amına. Her defasında daha çok giriyordum ve yengem o sırada altımda inliyordu. Yavaşça hızlanmaya başladım. Benim hızlanmamla beraber yengemin inlemeleri de hızlanıyordu. Genç bir kızla sikişmek kadar zevk veriyordu yengemi sikmek. Ve ben daha fazla dayanamayarak içine boşalmaya başladım. Tüm döllerim içine boşalıncaya kadar durdum içinde. Yarağımı amından çıkarttığımda döllerim de amından dışarıya doğru süzülmeye başladı.

Yengemin üzerinden kendimi yana bıraktığımda, yengem amını tutarak banyoya gitti. Öylece oturuyordum koltukta, üzerimi bile toplamamıştım. Banyodan su sesi geliyordu, ama yengem gelmek bilmiyordu. Üzerimi toparlayarak banyoya gittim, kapıyı çaldım. Yengemin ağladığını fark edince kapıyı açarak içeriye girdim. Yengem klozette oturuyordu. “Git, ne olur çık!” dedi. Ama yanına giderek elinden tuttum ve ayağa kaldırdım. Çenesinden tutarak yüzünü bana baktırdım, “Bunu yapma lütfen, seni seviyorum!” dedim ve öpmeye başladım. Ağlaması devam ediyordu, ama benimle öpüşmeye de devam ediyordu.

Kucağıma alarak yatak odasına yöneldim. Kucağımdan yatağa bıraktım. Yanına yatarak, “Seni seviyorum!” dedim. “Ben de!” diye cevap verdi ve tekrar sevişmeye başladık. Bir yandan sevişiyor, bir yandan da birbirimizi soyuyorduk. Kısa süre sonra ikimiz de çırılçıplak kalmıştık. Bir ara dizlerimin üzerinde kalktım ve yengeme baktım. Yenge dediğim kadın altımda sere serpe yatıyordu ve yaşına rağmen çok diri bir vücuda sahipti. Elbette vücudunda deformeler vardı, ama bu kadına adeta hasta olmuştum. Ben öyle dururken elini uzatıp yarağımı kavradı ve okşamaya başladı. Ben de bu sırada bir çocuğu çıkartmasına rağmen halen daracık olan o güzel amcığını okşamaya ve parmaklamaya başladım.

Bir süre sonra bacaklarının arasına girerek, yarağımı tekrar amının dudakları arasına yerleştirdim ve sokmaya başladım. Yengemin dizlerinden tutarak bacaklarını iyice iki yana ayırarak, yarağımı daha çok sokmaya çalışıyordum amının içine. Yengemin iniltileri odayı kaplamıştı. Üzerine doğru eğilerek yarağımı çıkarttım o sıcacık yerden ve zamanın az da olsa yıprattığı göğüslerine yumuldum. Bir yandan göğüslerini okşarken, diğer yandan onları öpüyor, emiyor ve ısırıyordum. Yengem çıldıracak gibi inliyordu. Ve tekrar yarağımı amına soktum. Kısa bir süre bu şekilde devam ettim sikmeye. Sonra tekrar içinden çıkarak, yengemi önümde domalttım…

Yarağımı tutup arkadan yengemin amına soktum ve kalçalarından tutarak hızlıca girip çıkmaya başladım amına. Bu pozisyonda daha bir zevk alırcasına inliyordu yengem. Ben ise daha da hızlanıyordum. Bazen üzerine doğru abanıp, altta sallanan göğüslerini okşuyordum. Artık yengem inlemiyor, adeta bağırıyordu. Tekrar boşalacaktım, ama tutmaya çalışıyordum kendimi, çünkü yengem de gelmek üzere gibiydi. Derken yengem inlemeler eşliğinde boşalmaya başladı. Ben de durmadım ve iyice hızlanarak yengemin içine boşalmaya başladım. Bir süre öylece içinde hareketsiz kaldım. İkimiz de ter içinde kalmış ve sırılsıklam olmuştuk. Böylesine zevk verici bir seks yaşamamıştım şimdiye kadar.

İkimiz de yatakta perişan şekilde yatıyor ve dinleniyorduk. Birbirimize dönük vaziyette yatarken, ellerimiz birbirimizin vücutlarında geziniyor, sanki birbirimizi keşfediyorduk. Bir ara tekrar göz göze geldiğimizde, ikimizden de aynı anda, “Seni Seviyorum!” kelimeleri çıktı. Gülmeye başladık. Saate baktığımızda, saatin 18:00’e geldiğini fark ettik ve telaşlı bir şekilde giyinmeye başladık. Zamanı unutmuşuz. Dayım her an gelebilirdi. Ben hemen salona geçtim ve ortalığı toparlamaya başladım, yengem de o sırada yatak odasını toparlıyordu.

Daha yengem salona gelmemişti ki, kapı açıldı ve dayım içeri girdi. Beni görünce, “Ooo Bülent, sen geldin mi ya?” dedi. Çok heyecanlanmıştım ve ayağa kalkarak, “Hoş geldin dayı!” diyebildim. “Ne o, erkencisin?” filan derken, o sırada yengem içeriye girerek dayıma, “Hoş geldin!” dedi. Dayım sehpada duran kahveleri görünce, “Ohh, kahveler filan, muhabbet iyi galiba!” dedi ve güldü. Biz de hemen muhabbete vurduk tabi. Dayım yengeme, “Ee, akşam için hangi güzel yemeklerini yaptın bakalım?” deyince, yengem, “Valla bir şey yapmadım, bugün kendimi iyi hissetmiyordum. Pizza filan söyleriz diye düşündüm…” dedi. Derken eşim ile çocuk, sonra dayımların kızı geldi.

Pizza söyledik, muhabbet filan, oturuyorduk. Ama dayımın yüzüne bakmaya adeta utanıyordum. Dayım benimle kendi oğluymuşum gibi konuşuyordu. Hatta bir ara, “Bak Tanrının işine, bizim oğlumuz olmadı, ama sen de bizim oğlumuz oldun, dimi Selma?” dedi. Yengem de, “Tabi canım!” dedi. Nasıl bu adamın yüzüne bakacaktım, daha birkaç saat evvel karısı altımda inliyordu ve birbirimizi zevkin doruklarına taşıyorduk. Şimdi hiçbir şey olmamış gibi muhabbet ediyorduk. Yengemle de göz göze gelemiyorduk, eminim ki o da aynı benim gibi düşünüyor olmalıydı.

Bu ilk zor gece en sonunda bitmişti ve kalkacaktık artık. Evden çıkarken tabi öpüşme faslı filan derken, yengem ile öpüşürken kulağıma, “Seni seviyorum!” diye fısıldadı. Ben de öbür yanağını öperken, “Ben de seni!” diye cevap verdim. Tüm suçluluk psikolojisine ve zorluklara rağmen, yengemle tuhaf bir ilişkiye başlamıştık artık. Azmak güzel geldi ve bu ilişkiyi devam ettiği yere kadar götüreceğiz 🙂